İçindekiler
EGZERSİZ YAPMAYIN DİYENLERE İNANMAYIN
Modern yaşamın getirdiği kolaylıklardan dolayı fiziksel olarak daha az hareket ediyoruz. Bunun bize ciddi bir bedeli var; vücudumuzdaki kas miktarı azalması.(sarkopeni) Kas miktarımız azalınca kalça, diz, ayak bileği gibi yük taşıyan eklemlerimize daha fazla yük biniyor. Bununla birlikte yanlış beslenme alışkanlıklarının getirdiği Obezite ve çalışma koşullarından kaynaklanan hareket azlığı, ilerleyen yaşlarla ortaya çıkan Eklem Kireçlenmesi ( Osteoartit) görülme sıklığı da pek çok kronik hastalık ile birlikte gittikçe artmakta. Bu süreçte doğru bildiğimiz yanlışlar ve neler yapılmalı noktasında Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Operatör Doktor Utku Erdem Özer’den bilgi aldık.
Eklem kireçlenmesi nedir ve neden oluşur?
Eklem kireçlenmesinin en sık sebebi, bilinen herhangi bir sebep olmadan eklem kıkırdağının bozulmasıdır. Bu grup hastaların % 90 undan fazlasını oluşturur. Bildiğimiz sebepleri ise çoğu mekanik sorunlardır . Özellikle bacaklarında ileri derecede açısal bozukluklara sahip hastalarda diz kireçlenmesi sıklıkla görüyoruz. Bunun sebebi üst taraftan gelen yüklerin diz ekleminin bir tarafında toplanıp, yükün eşit dağılmamasından kaynaklanır. Eklemin o bölgesindeki kıkırdağın fazla aşınmasına sebep olmasıdır. Diğer taraftan menüsküs yırtığı nedeniyle ameliyat olup, yırtığın dikilme şansı bulunamayıp menüsküsün bir bölümü veya tamamına yakını çıkarılmışsa, diz eklemi kireçlenmesi olma ihtimali yüksektir. Hastalarda özellikle yürüme, merdiven çıkma ve koşarken ağrılarında artma gözlemleriz.
Egzersiz Yapmak, hafif ve orta düzeyde diz kireçlenmesine zarar verir mi?
Toplumda eklem kireçlenmesi görülme sıklığı arttıkça, bu hastalığın tedavisi ile ilgili önyargılar da artmaktadır. Dizinizde eklem kıkırdağı kireçlenmesi (Osteoartrit) olduğunda, ilgili branş doktorlarının çoğu koşmamanızı ve egzersiz yapmayı bırakmanızı ister. Dizdeki sorununuzun nedeninin, mekanik yıpranma ve kıkırdakta yırtılma olduğunu düşünürler. Hastaların önemli bölümü Ekrem Kireçlenmesi yaşadığında, diz ağrılarının egzersizle daha da kötüleşeceğini düşünürler. Aslında, çoğu zaman tam tersi geçerlidir. Egzersiz yapmanın, hafif ve orta düzeyde diz kireçlenmesinin en etkili tedavi seçeneklerinden olduğu kanıtlanmıştır.
Dünya’da bu konuda araştırma ve uygulamalar ne yönde?
Yapılan araştırmalar, koşu sporu ve direnç egzersizleri sonrası, eklem kıkırdağı için zararlı olan kimyasalların diz eklemi içinde azaldığını göstermiştir. Aynı zamanda koşu sporunun diz eklemi kıkırdak sağlığını olumlu olarak etkilediği sonucu da çıkmıştır. Yani, eklem kıkırdağımız düzenli yüklenmeleri sevmektedir. Yine çoğu araştırma, eklem kıkırdağının yapısının egzersiz ile olumsuz olarak etkilenmediğini, diz ağrısının egzersiz ile daha iyi duruma geldiğini göstermiştir. Egzersiz ağrıyı azaltıp kuvveti artırır ve kas kaybını önler, aynı zamanda hayat kalitesini artırarak cerrahi tedaviyi geciktirebilir. Çoğu insan koşmanın, diz ekleminin kireçlenmesine ve eklem kıkırdağının yıpranıp aşınmasına neden olacağını düşünür. Sağlıklı yaşam, eğlence amacıyla koşan koşucular ve 40 yıldan uzun süredir haftada ortalama 35 kilometre profesyonel düzeyde maraton koşanlarda dahi; diz ekleminde, eklem kıkırdağı hasarı ilişkisi saptanmamıştır. Ayrıca, koşununun kas iskelet sistemi yaşlanmasının fonksiyonel yönlerini yavaşlattığı görülmüştür. Egzersiz, bozulmaya başlayan diz kıkırdağı ya da diz eklemi kireçlenmesi olan hastalar için en iyi tedavidir. Koşmakla ya da yürümekle diz kıkırdağı yıpranmaz.
Profesyonel Sporcular için durum nedir?
Profesyonel sporcularda durum branşa göre değişiyor; eğer yapılan spor futbol, basketbol, voleybol gibi travmaya açık bir spor ise travma sonucu, ön çapraz bağ ve menisküs yırtıkları oluşabildiği gibi eklem kıkırdağı da hasar görebiliyor.
Koşu, bisiklet, yüzme gibi sporlarda ise eklem kıkırdak sorunu olmasını hemen hemen hiç beklemiyoruz, çünkü bu sporlarda travma neredeyse yok.
Eklem Kıkırdağı sorunu yaşayan profesyoneller neler yapmalı?
Öncelikli olarak yapılması gereken sorun yaşanan eklemin etrafındaki kas grubunun yeterince kuvvetli ve esnek olmasını sağlamalı, bunun için kişiye özel egzersiz programları çıkartılıp sporcunun bir profesyonelin gözetiminde bu tedavi edici egzersizleri yapmalı.
Egzersizin dışında neler yapılabilir?
Önceliğimiz mutlaka egzersiz olmalı, eğer egzersiz ile yeterince iyileşme sağlayamıyorsak, eklem içi injeksiyonlar (hyalunorik asit, PRP, kök hücre) ve cerrahi tedavi seçeneklerini sayabiliriz.
Önleyici tedbirler konusunda ne dersiniz? Erken yaşta neler yapılabilir?
Dünyada özellikle futbolda yaralanma önleyici egzersiz programları uzun yıllardır uygulanıyor. Yapılan çalışmaların çoğu özellikle diz eklemindeki ‘Ön Çapraz Bağ’ yaralanması önleyici programlarına yönelik. Bu çalışmalar sonucu çıkan sonuç kişiye özel reçetelenmiş egzersiz programlarının uygulandığında ön çapraz bağ yaralanmalarının 2/3 ünün engellenebileceği yönünde. Kıkırdak yaralanmaları da bundan farklı değil.