Karpal tünel sendromu, elin 3 ana sinirinden biri olan median sinirin el bileği düzeyinde bilek kanalında bası altında kalması sonucunda ortaya çıkan bir dizi belirti ve bulguları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Karpal tünel sendromu en sık saptanan periferik sinir sıkışma sendromu, karpal tünel sendromu cerrahisi de dünyada en çok yapılan el ameliyatıdır.
Median sinir el bileğinden ele doğru ilerlerken el bileği kanalından (karpal tünel) geçer. Sinirde sıkışma bu tünel içinde olur. Karpal tünel içinde basıncı arttıracak herhangi bir neden median siniri bası altında bırakarak karpal tünel sendromu belirtilerinin ortaya çıkmasına yol açacaktır.
Karpal tünel sendromunda hastaların büyük çoğunluğunda belirgin bir neden saptanamaz.
Neden saptanabilen bazı durumlar:
Karpal tünel sendromunun en sık rastlanılan belirtileri median sinirin elde yayılımına uyan bölge olan başparmak, işaret parmağı, orta parmak ile yüzük parmağının yarısında uyuşma, ağrı ve ilerleyen vakalarda duyu kaybıdır.
Median sinirin elde yayılımına uyan bölge sarı renk ile gösterilmiştir. Karpal tünel sendromu ile birlikte el bileğinde sinir sıkışması olunca avuç içi, başparmak, işaret parmağı, orta parmak ile yüzük parmağının yarısında uyuşma, ağrı ve duyu kaybı ortaya çıkar.
Bu belirtilerin en önde gelen özelliği geceleri ortaya çıkarak ya da artarak hastayı uyandırmasıdır. Ağrı bazı hastalarda el bileği ve önkoldan dirseğe doğru yayılım gösterir. Hastalığın ileri evrelerinde sinirin ciddi bası altında kaldığı durumlarda elin avuç içi tarafında başparmağın hemen gerisinde de ağrı ile elde güç ve beceri kaybı ortaya çıkar ve bu bölgede belirgin kas zayıflaması görülür.
Karpal tünel sendromu en sık olarak 40-70 yaşları arasındaki kadınlarda görülür ve genellikle çift taraflıdır. Ama erkeklerde de rastlanmaktadır. İlk başvuruda, hastaların yaklaşık %50’sinde yakınmalar her iki eldedir ya da tek taraflı yakınması olan hastaların büyük çoğunluğunda ileri dönemlerde karşı tarafta da yakınmalar ortaya çıkar.
Karpal tünel sendromu tanısı, hastanın öyküsüyle birlikte fizik muayenesi sonucunda konulan klinik bir tanıdır. İki basit muayene yöntemi karpal tünel sendromunun tanısında çok önemlidir.
Bunlar, belirtilerin zorlanarak ortaya çıkarılması amacını taşıyan Tinel ve Phalen testleridir. Tinel testinde, sinirin olası sıkışma bölgesinde sinirin üzerine parmakla vurulur. Sinirin duyusunu sağladığı bölgeye yayılan bir karıncalanma duygusunun ya da elektrik çarpma hissinin hasta tarafından algılanması testin pozitif olduğu anlamına gelir.
Phalen testinde el bilekleri olabildiğince bükülerek median sinirin üzerindeki basınç arttırılır ve el bileği bir dakika boyunca aynı şekilde tutulur. Hastanın yakınmalarının, yani elde ve parmaklarda uyuşma, karıncalanma ve ağrının bu şekilde ortaya çıkartıldığı durumlarda test pozitif olarak kabul edilir.
Karpal tünel sendromunun klinik tanısını doğrulayan ya da ayırıcı tanıda yardımcı olan bazı inceleme yöntemleri mevcuttur. Karpal tünel sendromunun standart inceleme yöntemi, sinir ileti çalışmaları ve iğne elektromiyografisinden (EMG) oluşan elektrodiagnostik incelemelerdir. Bu incelemeler ile sinirlerin elektrik iletme gücü ölçülür, böylelikle sinirde bir sıkışma olup olmadığı ve varsa tam hangi seviyede sıkışma olduğu saptanır. Sinirin sıkışma seviyesinin belirlenmesi önemlidir, çünkü median sinir zaman zaman el bileğinin daha yukarılarında da sıkışabilir ve bu çeşit sıkışmaların tedavisi farklıdır.
Ameliyat dışı yöntemlerin amacı artan sinir basıncının nedenlerini azaltmak veya ortadan kaldırmaktır.
Bazı ameliyat dışı tedavi seçenekleri şunlardır:
Karpal tünel sendromunun tedavisi cerrahi olarak median sinirin gevşetilmesi, sıkışmaya neden olan dokuların serbestleştirilmesidir. Ameliyat el bileğinin hemen alt tarafında yaklaşık 3-4 cm’lik kesi ile yapılır. Bölgesel veya genel anestezi ile yapılır.
Ameliyattan hemen sonra hastaların tümünde belirtilerin tümü hemen geçer ve hastalar belirgin olarak rahatlarlar. Uzun zamandır her gece elde ağrı ve uyuşma nedeniyle uyanan hastalar ameliyatın olduğu gece rahat uyumaya başlarlar.
Ameliyatın sonucunu etkileyen faktörler arasında hastanın yaşı, hastalık öyküsünün süresi ve ameliyat öncesi belirtilerin şiddeti önemlidir. Hastalığın ileri evrelerinde sıkışma nedeniyle sinirde hücre ölümü olabildiğinden, karpal tünel sendromu tanısı konulduktan sonra ameliyat dışı yöntemler ile iyileşme sağlanamıyorsa en kısa zamanda ameliyat olunmalıdır. Hasta yaşının ilerlemesiyle, özellikle 65 yaşından sonra, belirtilerde ve el fonksiyonlarında sağlanan iyileşme azalabilmektedir. Ancak 70 yaşından yaşlı hastalarda dahi klinik belirtilerde belirgin bir iyileşme görülür ve hastaların hemen hepsi sonuçtan çok memnun kalırlar. Bu nedenle, yaşı ve hastalık evresi ne olursa olsun karpal tünel sendromlu hastalarda cerrahi tedaviden kaçınılmamalıdır.