Vücudumuzun kalça ekleminin arkasında ve derin bölgesinde (derin gluteal alan ya da deep gluteal space) bulunan bir kasın adıdır. Piriformis kasının görevi bacağı ve kalçayı dışa döndürmektir. (eksternal rotasyon) Bu fonksiyonu yapan 6 tane daha kas vardır.
Piriformis kası leğen kemiğinin (sakrum ön yüzü) içinden başlayıp kalça kemiğine bağlanır. Piriformis kası bu geçiş esnasında siyatik sinirin üzerinden geçerek siniri çaprazlar.
Bir nedenden ötürü, piriformis kası sertleşir ve normalden fazla güçlü duruma gelebilir. Büyüyen (hipertrofi) piriformis kası hemen altında bulunan siyatik sinire bası yaparak, kalça ve uyluk bölgesinde ağrı, uyuşma (ki uyuşma bazı hastalarda topuğa kadar devam eder) gibi durumlara yol açar.
Bazı hastalarda anatomik farklılıktan dolayı piriformis sendromuna yatkınlık daha fazladır. Nüfusun yaklaşık beşte birinde siyatik sinir, piriformis kasının altından değil içinden ya da ikiye ayrılarak üstünden ve altından geçer. Bu kişilerde piriformis sendromuna yatkınlık vardır.
Piriformis sendromunun nedenleri genellikle şunlardır:
Piriformis sendromu ile ilişkili çeşitli semptomlar vardır, ancak piriformis ağrısı her zaman basıya maruz kalmış siyatik sinir nedeniyle oluşur. En erken belirtiler kalçalarda uyuşma veya karıncalanma olarak ortaya çıkabilir, ancak ağrı eninde sonunda gelişecektir.
Piriformis sendromunun teşhisi kolay değildir. Piriformis tanısı koymak için deneyim gereklidir. Özellikle belirtilerinin bel fıtığı ile nerdeyse bire bir aynı olması piriformis tanısını zorlaştırır.
Piriformis sendromunu tam olarak belirleyen tıbbi bir test yoktur ve piriformis ağrısı, siyatik gibi diğer tıbbi durumlarda yaşananlara benzerdir.
Çoğu zaman piriformis tanısı başka bir sorunun olmadığı gösterilerek konulur.
Kesin tanıyı mümkün kılan spesifik bir kan testi veya görüntüleme testi olmadığından, doktor semptomları değerlendirmeye ve fizik muayeneye güvenir.
Fizik muayene çoğunlukla, piriformis kasında hangilerinin ağrıya neden olduğunu anlamak için özel muayene testlerini uygular.
Piriformis sendromu tedavisi çeşitli seçenekler içerir. Tek bir tedavi yoktur. Belirli bir durum için neyin en iyi sonucu verdiğini görmek için farklı tedavi yöntemlerini denemek gerekebilir. Çeşitli tedaviler, aşağıdakilerden birden fazlasının bir kombinasyonunu içerebilir:
Tedaviye karar verirken hastalığın başlangıcının süresi önemlidir. Piriformis sendromunun yeni başladığı vakalarda esneme egzersizleri, manüel terapi, istirahat ve enjeksiyonlardan fayda görürken kronik vakalarda bu uygulamalardan hemen hemen hiç fayda görmez. Ya da geçici fayda görür.
Kronik vakaların tek fayda göreceği tedavi yöntemi ameliyattır.
Piriformis sendromunun cerrahi tedavisinde iki ayrı yöntem vardır;
İster kapalı ister açık ameliyat olsun, piriformis ameliyatlarının başarı oranı oldukça yüksektir.
Hastaların büyük çoğunluğunda piriformis sendromu kaynaklı olan ağrı ve uyuşma ameliyattan hemen sonra dahi fark edilecek kadar azalmaya başlar.
Ameliyattan bir gün sonra hastalar desteksiz yürüyebilir, oturabilir, duş alabilir. İlerleyen günlerde ameliyat yeri iyileştikçe hasta eski, kronik ağrılarının olmadığını daha iyi fark eder. Özellikle ameliyattan 10 gün-2 hafta sonra hemen hemen günlük aktivitelerine dönebilirler.
Piriformis Kası Gevşetme Ameliyatı Youtube Videosu için tıklayın
Açık ameliyata göre çok daha konforludur. Açık ameliyatta yaklaşık 7-8 cm lik bir kesi yapılırken, kapalı ameliyatta 2 adet 1 er cm lik deliklerden bu ameliyat gerçekleştirilir. Bu da kapalı ameliyatın ameliyat sonrası rehabilitasyon- iyileşme surecinin hızlı olması demektir.
Kapalı(Endoskopik)Yöntemle Piriformis Gevşetme Ameliyatı için tıklayın
3 aydan fazla süren kronik vakaların kesin çözümü ameliyattır, erken fark edilen piriformis sendromunda ise gevşetme egzersizleri, enjeksiyonlar ve manüel tedavi ile iyi sonuçlar alınır.
Piriformis kasının fonksiyonu kalçayı bacağı dışa döndürmektir. (eksternal rotasyon). Bu fonksiyonu yapan 6 tane daha kas vardır. Ayrıca kalçanın-bacağın en güçlü dışa döndürücü kası. Gluteus Maximus kasıdır. Bundan dolayı piriformis kası gevşetilirse hastalar hiçbir fonksiyon kaybına uğramaz.
Özellikle ultrason altında yapılan ve bu konuda deneyimi olan hekim tarafından yapılan enjeksiyonların faydası olur. Ancak kronik vakalarda enjeksiyonlar ile sonuç alınma ihtimali düşüktür.